Rahmet dini olan Ýslam, ilahî bir nefha taþýyan insana merhameti öngörür. En güzel isimler kendisinin olan Allah, azabýný söylemeden önce rahmet ve merhametini, af ve maðfiret edici olduðunu haber verir. Onun esma-i hüsnasý’nýn bir çoðu da merhamet ve sevgisini, cömertlik ve baðýþlayýcý hususiyetini vurgular. O Allah ki, “merhamet etmeyi kendine gerekli kýlmýþtýr.” (Enam, 12.)
Allah rahmetini yüz parçaya ayýrmýþtýr. Bunlardan doksan dokuz tanesini kendisine, bir tanesini de arza indirmiþtir. Bu bir parça rahmetle bütün yaratýlmýþlar birbirlerine þefkat gösterirler. O kadar ki, bir hayvanýn yavrusunu emzirirken bir kötülük dokunur diye ayaðýný kaldýrmasý da bu bir rahmettendir. (Müslim, Tevbe,17.) Bu itibarla yaratýlmýþlarýn var oluþunun ve hayatlarýnýn ber devamýnýn “merhamet “olgusu üzere kaim bulunduðu ortaya çýkmaktadýr.
Kur’an Rabbin af, maðfiret ve merhametinin yüksekliðinden bahseder. Rahmeti gazabýný aþan ve her þeyi kuþatan Allah insanlara da merhameti ve affedici olmayý öðütler; “Rabbinizin baðýþýna ve geniþliði göklerle yer arasý kadar olan, Allah’a karþý gelmekten sakýnanlar için hazýrlanmýþ bulunan cennete koþun. Onlar bollukta ve darlýkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanlarý affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever. Yine onlar, çirkin bir iþ yaptýklarý yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ý hatýrlayýp hemen günahlarýnýn baðýþlanmasýný isteyenlerki Allah’tan baþka günahlarý kim baðýþlar ve bile bile iþledikleri (günah) üzerinde ýsrar etmeyenlerdir.” (Al-i Ýmran, 133 -135.) buyurur. Allah’ýn rahmet ve merhametiyle O’nun kullarýnýn iþlediði veya iþleyebileceði günahlarý baðýþlayýcý olduðu konusu yer yer beraber zikredilir.(Hucurat, 12; Þûra, 25; Tâ hâ, 82.)
Ýslami telakkide kiþi insan oluþundan kaynaklanan nedenlerle günaha düþebilir, hata da edebilir.Günah tövbe ile affedilmeyen ve temizlenmeyen bir þey de deðildir. Ýlk insan Âdem (a.s.)’in iþlediði günah (hata) bütün insanlýk âleminin üzerinde kalan bir suç olarak görülmez. Kimse kimsenin günahýný yüklenmez. Din, mensuplarýný baský altýnda bulunduran bir mefhum olarak da görülmemelidir. Kur’an’da; “Âdem Rabbinden bir takým kelimeler aldý, (onlarla amel edip Rabbi’ne yalvardý. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Þüphesiz O tövbeleri çok kabul edendir, çok baðýþlayandýr.” (Bakara, 37.) buyrulmaktadýr.
Dinde bir merasime gerek olmadan, sade bir þekilde, her yerde, aracýya gerek olmadan iþlenen günahlara tövbe edilir. Önemli olan içtenlikle günahlardan af dileyebilmektir. Tevvab (tövbeleri çokça kabul eden) olan Allah günahlarý baðýþlayýcýdýr. Gafur olup tövbeleri çok kabul edendir. Ýnsanlar atalarý Âdem gibi hata edebilirler, günaha düþebilirler. Ancak asla Allah’ýn rahmetinden ümitlerini kesmezler. Yüce Allah kullarýnýn fýtratlarýný (yaratýlýþlarýný) bilir, asla onlara taþýyamayacaklarý yükü ve sorumluluðu yüklemez. Ýnsanlara ancak güçleri nispetinde sorumluluk verir. Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiði þeyle yükümlü kýlar. (Bakara, 286.) Dini bizlere ulaþtýran Allah’ýn elçisi Hz. Muhammed (s.a.s.) de; “Bütün insanlar hata edicilerdir. Hatalýlarýn en hayýrlýsý tövbe edenlerdir.” (Ýbn Mace, Zühd, 30.) buyurur. Allah’ýn sonsuz rahmetine sýðýnmak; hata ve günahlarýmýzdan dolayý ondan af dilemek durumundayýz. Kiþinin iþlediði günahlarý çok olmakla beraber,Aziz ve Celil olan Allah’tan rahmetini ümit etmesi tabiidir ve gereklidir. Zira O “Rahmeti gazabýna galip gelmiþ” olan Allah’týr.
Rahmet ve merhamet sahibi Allah’ýn kullarýna olan rahmet ve merhameti ne kadar da boldur. Ýnsan O’nu tanýdýkça O’nun rahmet ve ihsanýnýn cazibesinden kendini alamamaktadýr. O’nun kullarýna olan rahmeti süreklidir. Ýnsanlar Allah’ýn rahmetinden asla ümit kesmemelidir. Ýnsan olmalarý itibarýyla kullar günah iþlemiþ olabilirler, ancak Allah bütün günahlarý baðýþlar, O çok baðýþlayan ve çok merhamet edendir. (Zümer, 53.) Onun kullarýna olan merhameti bir annenin çocuðuna olan þefkatinden çok daha fazladýr. (Müslim, Tevbe, 22.)
Ýlahî rahmete ve baðýþlanmaya ulaþabilmenin yolu baþta insana olmak üzere diðer yaratýlmýþlara merhamet etmekten geçmektedir: “Ýnsanlara merhamet etmeyen kimseye de Allah merhamet etmez.” (Müslim, Fezail, 66.) Yine; “Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler (Allah ve melekler)de size merhamet etsin.” (Ebu Davud, Edeb, 58; Tirmizi,Birr, 16.) hadisi bu hakikate iþaret eder. Rahmeti bol olan Rabbimizden rahmetine ve maðfiretine vesile olan amelleri, bütün günahlardan uzak olmayý, adalet ve ihsaný, merhamet ekseninde daim olmayý temenni edelim.
|