Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 177
Toplam 15253922
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Anne ve Babalara Üç Nasihat  

Hakký bilip, hissedip de ondan uzak duruþ, ona sýrt çeviriþ, ona karþý duruþ Allah'ýn gazabý çeken bir tavýrdýr.
16/04/2012

Bu gün bir çok yolunu þaþýrmýþlarýn yakýn ilgisini çekse de, uzattýklarý yaðlý dilimlerin peþinden sürüklenir hale gelseler de yer yüzünü ifsad emek için çalýþan Yahudîler, yer yüzünde harp ateþinin fitilleyicisi, fesad yayýcýlar ve Allah'ýn gazabýný, zilleti, meskeneti hak edenler olarak vasýflanmýþlardýr. (1)

   Bu gün yeryüzünün hangi alanlarda nasýl ifsad edildiði, bunda kimlerin daha çok parmaðýnýn olduðu konusunda yapýlacak araþtýrmalar, gözler önüne dehþetli manzaralar, ibretli sahneler serecektir.

   Süslü kelimelerle dile getirilen hak, hukuk, hürriyet ve adalet sözlerinin gerisinde dünyada nelerin yaþandýðý, nelerin cereyan ettiði artýk saklanamaz hale gelmiþtir. Kelimeler, vahþetleri örtmeye þimdiden yetmiyor…

   Rabbimizin sayýsýz nimetlerle donatýp hizmetimize sunduðu dünyanýn kendisinin bile nasýl bir çýlgýnlýða, zulme kurban gitmenin eþiðine geldiði de gözler önündedir. Geline nokta bu gün zalimleri bile korkutur, ürkütür hale gelmiþtir.    

   Çevre kirliliðinin dillerde dolaþýr hale geldiðini bir gerçektir. Ancak ondan daha tehlikeli noktalara yükselen bilgi, duygu, ölçü kirliliði üzerinde fazla durulmadýðý, düþünülmediði, dillendirilmediði de bir baþka gerçektir…

   Konuya bu kadar geniþ bir açýdan girmeyi tercih ediþim kýsa bir hatýrlatýþla da olsa zihinlerimizin bu alanda tefekkür ufuklarýnda dolaþmasý arzusudur.

Bizim bu satýrlarda asýl söylemek istediðimiz ise yuvalarýmýzla ilgili birkaç kelime, üç nasihattir:  

   1 - Anne ve babalar evinizin, kendinizin ve çocuklarýnýzýn maddî, manevî temizliðine dikkat edininiz.

   Rabbimizin, Rasûlü'ne ilk emirlerinden olan þu emirleri ibret ve tefekkürle deðerlendiriniz:

"Ey örtüsüne bürünen! 

Kalk ve insanlarý hakka uyandýr.

Sadece Rabbini yüce taný.

Temiz tut elbiselerini.

Yüz çevir, uzak dur, terk et putlarý, bütün kötülükleri ve bâtýl zihniyetleri.

Çok görüp baþa kakma yaptýðýn iyilikleri!

Ve Rabb'in için sabret, göster sebatýný …"  (Müddesir  74/ 1-7)

   Bu âyetlerde teblið emri var, tevhid vurgusu var, dýþ temizlik var, iç temizlik var, güzel ahlâka irþad var ve inanýlýp gönül verilen davada sabr ve sebat var…

   Hýra Daðý'nda nazil olan âyet-i kerîmeler "Yaratan Rabb'inin adýyla oku!" emriyle baþlýyordu. Bunu "Ýslâm' ýn ilk emri Oku! emridir," diye biraz eksiðiyle sýk sýk tekrarlýyoruz.

   Ancak bilmemiz gereken bir gerçek daha vardýr. Hýra'da nazil olan bu ilk âyet-i kerimelerden sonra bir süre vahyin geliþi durmuþ, daha sonra yukarýda zikredilen Müddesir Sûresinin ilk âyetleri nazil olmuþtur. Yeni emirler ve irþad gelmiþtir. Bir baþka ifadeyle söylemek gerekirse "Yaratan Rabb'inin adýyla oku!" emrinden sonra hak davayý teblið ve maddî-manevî temizlik emirleri nazil olmuþtur. Dolayýsýyla iç ve dýþ temizlik Ýslâm'ýn ilk emirlerindendir.

   Tevhid inancýnýn safiyet ve berraklýðýnýn, ona zarar verecek kirlerden, bulanýklýklardan uzak olmasýnýn son derece mühim olduðunda þüphe yoktur. Ýki cihan saadeti temelde buna baðlýdýr.

   Onunla iç içe zikredilen dýþ temizliðin ehemmiyeti de gözlerden ve gönüllerden kaçamamalý, ihmale uðramamalýdýr. Bedenimizin, elbiselerimizin, evimizin, eþyamýzýn temizliði de bu temizlik çerçevesindedir. Bu âile fertlerimizin saðlýk ve sýhhati, huzur ve saadetimiz için de son derece lüzumludur.

   Kýsaca mü'minin bedeni, elbisesi, evi, iþ yeri, bulunduðu ortam temiz olmalýdýr. Görenin gönlüne ferahlýk verecek derecede temiz…

   Elbise veya ev temizliði denilince de lüks ve pahalýlýk anlaþýlmamalýdýr. Sadeliðin kendine ait bir güzelliði ve olgunluðu vardýr. Temizlik, pahalýlýk ve lüksten çok farklý bir þeydir. Temizlik mü'minin þi'ârý olmalýdýr. Ýslâm’ýn emri budur.

   Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin çevresinde bulunan ashabýna söylediði þu sözler bizleri dýþ görünüþe dikkat, tertip, düzen ve temizlik konusunda irþad edicidir:

"Siz kardeþlerinizin yanýna geliyorsunuz. Güzel elbiseler giyin. Binekleriniz, üzerlerindeki eðerleriniz, semerleriniz, yükleriniz de düzgün olsun. Kendinize öyle dikkat edin ki, diðer insanlarýn içinde vücuttaki güzel ben gibi göze çarpýcý ve güzel olun. Þüphesiz Allah çirkinliði, kötülüðü sevmez; çirkinleþmeyi de sevmez."  (2)

   Bir mü'min her zaman ve her yerde, giyiminin düzgünlüðü, endamýnýn uyumluluðu ve davranýþlarýnýn olgunluðu takdir toplamalýdýr.

   Esasen mü'min her þeyiyle güzel olmalýdýr. Davranýþlarýyla, cana yakýnlýðýyla, kullandýðý kelimelerle, ifade gücüyle, taþýdýðý niyetle, güler yüzüyle, güzel giyimiyle… Sadelikte güzelliði yakalayýþýyla, zevk anlayýþýyla, fýtrata güzel gelen þeyleri seçiciliðiyle, yakalayýþlarý ve vurgularýyla takdir edilir, dostluðu istenilir ve arzu edilir bir insan olmalýdýr.

   Ayný þey evi için de geçerlidir. Evler düzenli, temiz ve hijyenik olmalýdýr. Elbette çocuklarýn hali ve çocuklu evlerin durumu bilinir. Ancak bu ihmale sebep gösterilmemeli, evde sýhhatli bir ortamýn daima varlýðý korunmaya çalýþýlmalýdýr. Bu, kendimiz ve çocuklarýmýz için son derece lüzumludur.

*

   "Temizlik Ýslâm’ýn þi'ârýdýr," dedik. Abdesti düþününüz, deðiþik vesilelerle emredilen guslü, diðer taharet emirlerini, hele de diþlerin temizlenmesini, yani misvaðý ve misvak ile ilgili teþvik edici hadisleri, Efendimizin diþlerini misvak kullanmadaki devamlýlýk ve dikkatini, ümmetini bu yönde ýsrarlý teþvikini düþününüz.

   Bir þeyi daha düþününüz. Daha dün temizlik nedir bilmeyen, taharet nedir anlamayan, halen de asýl ruhunu yakalayamayan batýlýlardan temizlik ve düzenlilik dersi alýr, onlara imrenir hale geldiðimizi… Daha doðrusu neler kaybettiðimizi ve ne hale geldiðimizi…

   Evlerimiz bizim ve çocuklarýmýzýn en çok vakit geçirdiði, oturduðu, yattýðý, kalktýðý, gülüp oynadýðý, yuvarlandýðý, namaz kýldýðý, yemek yediði yerdir. Yuva bizim yuvamýzdýr. O, bizlere yakýþýr þekilde olmalýdýr. Bu eþyanýn varlýðýyla deðil bizim duygu ve hassasiyetimizle ilgili bir konudur. 

*

   2 - Babalar, âilenizin nafakasýný helal yoldan temin ediniz ve bunun da bir ibadet, bir ecir ve mükafat yolu olduðunu biliniz.

   Allah Rasûlü'nün hizmetinde bulunan Sevbân (r.a.) rivâyet ediyor: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu:

   "En fazîletli dinar, bir insanýn kendi âilesinin nafakasý için sarf ettiði dinardýr. Allah yolunda cihad için bineðine sarf ettiði dinardýr.  Allah yolunda cihad eden arkadaþlarýna sunduðu dinardýr." (3)

   Bir insanýn helalinden rýzk kazanarak evine getirmesi, hanýmýnýn ve çocuklarýnýn nafakasýný Allah rýzasýna uygun bir þekilde temin etmesi, onlara izzetli ve þerefli bir hayat sunmasý elbette ecri hak eden bir davranýþtýr. Bu asil ve nezih davranýþ asla hafife alýnmamalý, küçümsenmemelidir.

   Nitekim hadisin rivâyet zincirinde yer alan Ebu Kýlâbe (rh.a.) þöyle der: "Küçük çocuklarýn nafakasýný temin eden, onlarý baþkalarýna muhtaç olmaktan, baþkalarýnýn mallarýna göz dikmekten kurtaran, onlarý koruyan, onlarýn yetiþip faydalý insanlar olmalarý için Allah'ýn vesile kýldýðý, çocuklarýnýn ihtiyacýný gideren bir insanýn ecrinden daha büyük bir ecir nasýl olur ki?" (4)   

   Ýnsan yavrusu diðer canlýlarýn yavrularýndan farklýdýr. Onun anne ve babaya diðer canlýlarýn anne ve baba ihtiyacýndan daha fazladýr. Belli bir çaða erinceye kadar anne ve babasýnýn nafaka teminine, sevgi ve sýcaklýðýna ihtiyacý vardýr. Onlar olmadan hayat basamaklarýný týrmanamaz.

   Bir geyik yavrusu doðduðundan birkaç dakika sonra ayaða kalkar, yürümeye, çok geçmeden de koþmaya baþlar. Bir ördek yavrusu doðuþtan yüzmeyi bilir. Onlarýn anneye ihtiyacý olsa bile bu ihtiyaç fazla deðildir. Babaya ise hiç ihtiyaç duymazlar. Kuþ yavrularýnýn çoðu gýda ve korunma için anne ve babaya muhtaçtýrlar. Balýk yavrularý çok defa anne, babasýný görmezler. Hayatýný devam ettirmek için onlara ihtiyaçlarý yoktur. Fakat insan yavrusunun anne ve baba ihtiyacý gerçekten büyüktür. Yaratýlýþlarý da buna uygundur...

   Ayrýca evin hanýmýnýn da erkeðinin sunacaðý nafakaya ihtiyacý vardýr. O, bu sayede üzerine düþen annelik ve hanýmlýk görevlerini tam yapabilir. Elbette ki ona gönül huzuru ve sevgiyle sunulacak nafaka kiþiye ecir kazandýrýr.

   Allah Rasûlü (s.a.v.); "Bir Müslüman âilesi için nafaka temin eder ve Allah katýnda sevab ümid ederek bunu âilesine sunarsa, sunduðu nafaka sadakadýr, onun gibi ecir alýr," (5) buyurur. 

   Sa'd Ýbn Ebî Vakkas'tan (r.a.) gelen bir rivâyet daha geniþ mânâlýdýr ve hanýmlarýn nafakasýyla ilgili daha net vurgu taþýr:

   "Bir mü'min Allah rýzasýný arzulayarak sarf ettiði her nafakadan ecir alýr. Hatta hanýmýnýn aðzýna koyduðu lokmadan bile ecir alýrsýn." (6)

   Âile sorumluluðunu yüklenmiþ bir insanýn hanýmýna ve çocuklarýna üzerinde baþkalarýnýn hakký olan haram para, haram parayla alýnmýþ gýda götürmesi büyük bir þuursuzluk, gerçek bir nankörlüktür. Baþkalarýnýn acý ve sýkýntýlarýnýn, göz yaþlarý ve bedduâlarýnýn üzerine saadet kurulmaz.

   Kumardan gelen paralar, nice hanelerin yýkýlmasýna, nice insanlarýn nafakasýzlýk çekmesine sebep olan paralardýr. Alýn teri, göz nuru taþýmayan paralardýr.

   Ýçki satýþýndan gelen paralar nice yuvalarýn içini huzursuzlukla dolduran, nice küfür, isyan ve çirkin sözlerin dile gelmesine sebep olan paradýr. Nice yuvalarda zulüm ve baskýnýn sebebi olan paradýr. Nice suçlarýn, iðrençliklerin kaynaðý olan paradýr.

   Âilesinin ve çocuklarýnýn nafaka hakký olan bir parayý içkiye, kumara, haram yollara veren insanlar da bunun hem dünyada, hem de mîzan gününde acý ve azabýný göreceklerdir.

   Bar, pavyon, meyhane açanlarýn, kötülük ve çirkeflik için merkezler kuranlarýn, içki büfelerini, kumarhaneleri kazanç kaynaðý kabul edenlerin nasýl bir duygu, nasýl bir þuur taþýdýklarý üzerinde düþünülmesi gereken bir konudur.

   Fakirlikten dem vurup evine, çocuklarýna bir kilo elma götürmeyen nice insanlarýn parklarda aðaç ve çalý diplerine oturup bir taraftan sigara dumanladýðýný, diðer taraftan raký, bira içtiðini az görmüyoruz.

   Ev mahremiyetlerini de hiçe sayarak evlere sýzan ve baþkalarýnýn can ve mal emniyetini tehdit eden hýrsýzlar, her gün yeni bir saldýrýsý dile getirilen kapkaççýlar, cepçiler ve çantacýlar bunu nasýl bir kazanç kabul ediyorlar?.. Nasýl bir kalp, nasýl bir vicdan taþýyorlar, hangi duygularla ve nasýl yetiþtiler, âkýbetleri ve âhiretleri hakkýnda ne düþünüyorlar?.. Yoksa bütün duygularý bastýrýp þeytanlýklarý hakkýnda hiçbir þey düþünmek istemiyorlar, düþünmekten kaçýyorlar mý?

   Elbette þu dile getirilenlerden daha iðrenç, daha zalimce ve daha büyük kazanç yollarý da var. Tasvirinden bile hoþlanmadýðýmýz yollar. Kazançlarýný çirkin temeller üzerine oturtanlarýn, binlerce insaný günaha sürükleyerek bundan kazanç temin edenlerin ve itibar görenlerin varlýðý bilinen bir gerçek…

   Bunlarý birkaç saniyeliðine de olsa gözlerinizin önünden geçirin. Yuvalara helal kazanç taþýmanýn nasýl bir nimet olduðu üzerinde tefekkür edin, kire, pasa, çamurlara ve necasete bulaþmamak için gayret edin, helal kazanç için çýrpýnýn, veren Allah'a hamd edin, þükredin, bereketi için duâ edin…

   Çocuklarýnýza az da olsa helal lokma getirmenin gururunu ve þuurunu yaþayýn. Onlara da bu þuuru aþýlayýn.

*

3 - Kanaatkâr olunuz.

   "Kanaat tükenmez bir hazinedir" denilir. O gerçekten tükenmez bir hazinedir. Bunun içindir ki Allah Rasûlü (s.a.v.); "Gerçek zenginlik mal çokluðundan kaynaklanan zenginlik deðil, insanýn gönül zenginliðidir,"  (7) buyurur

   Abdullah Ýbn Amr Ýbn Âs'ýn (r.a.) naklettiði bir hadiste:

   "Müslüman olan, yetecek derecede rýzýklandýrýlan ve Allah tarafýndan kendisine verilen nimetlere kanaatkâr kýlýnan kimse felaha ermiþtir," (8) buyrulur.

Dünyalýk ve makam hýrsý insaný bir çok hatalarýn içine sürükler ve dostlarýndan eder. Âile yuvalarýndaki kanaatsizlik yuvalarý huzursuz, âile fertlerini tedirgin, güneþli günleri bile karanlýk eder. Gönüllerde yeþeren birçok güzel duyguyu siler, hissedilemez hale getirir. Birçok yuvanýn daðýlma sebebidir. Allah Rasûlü (s.a.v.);

    "Yazýklar olsun altýna, gümüþe, kadifeye, ipekli kumaþlara kul olanlara! Onlarý elde edince hoþlanýp, elde edemeyince razý olmayanlara!" (9) buyurur.

   Bütün bunlara raðmen dünyalýk ve makam hýrsýnýn günümüzde giderek arttýðýný, kanaatsizliðin gönülleri kapladýðýný, bir çok huzursuzluðun ve geçimsizliðin kaynaðý haline geldiðini, insanlarý heves ve arzularý peþinde sürüklemeye baþladýðýný görüyoruz.

   Hýrs kolay kolay aþýlmaz bir çöldür, içinde tedbirsiz ilerledikçe susuzluk ve ihtiyaç artar, susuzluk ilerledikçe seraplar görülür ve peþinden koþulur, koþular susuzluðu artýrýr… Sinirler gerilir, zayýf iradeler çözülür…

   Var olana rýza göstermek, alýn teriyle kazanmak, helal lokma yemek, helal giyinmek, barýnacak bir yeri olmak, elde edilen nimetlere þükretmek dünyanýn daha güzel görünmesine, saadet duygusunun gönle yayýlmasýna vesiledir. Bu insanlarýn âile yuvalarýna giren her yeni eþya sevinç kaynaðý olur…

   Bu gün evleri doldurup neredeyse ev içinde ev sakinlerine yer býrakmayan eþyanýn çeþnisini düþününüz. Onlar için yapýlan masraflarý, edinilen borçlarý, çekilen sýkýntýlarý… Rahat ve konfor için sýkýntý, tedirginlik ve sýhhat kayýplarýný… Hiç de bir birine uygun olmayan duygu ve arzularýn yan yana geliþi, iç içe yaþayýþý…

   Yeni kurulan yuvalar için artýk gerekli kabul edilen, olmazsa olmazlardan sayýlan eþyanýn bir listesi yapýlsa kaç kalem tutar dersiniz?! Oturma odasý takýmý, yatak odasý takýmý, koltuk takýmý, mutfak eþyasý, bardak, tabak, fincan, tencere takýmlarý, çamaþýr, bulaþýk makinesi, buzdolabý, ocak, fýrýn, ütü, televizyon, dolaplar ve daha neler neler… Sonunda düðün borçlarý ve bu kadar eþyanýn bedelini ödemek için çekilen sýkýntýlar… Bu yüzden zorlaþan evlilikler… Eþya alýnýrken yapýlan kavgalar, gönül kýrgýnlýklarý ve küskünlükler…

   Bunlarý tenkitten çok üzerinde biraz durup düþünmemiz için dile getirmeyi tercih ettik. Çok derinlere dalýp gitmeden bir þey hatýrlatmak istiyoruz:

   Yeryüzünde kurulan yuvalarýn en güzellerinden biri Hz. Ali ile Hz. Fatýma' nýn kurduðu yuvadýr. Þimdi Hz. Ali'yi dinliyoruz:

   "Rasûlullah'ýn (s.a.v.), Fâtýma (r.a.)'ya hazýrladýðý çeyiz, bir elbise bohçasý, bir su kýrbasý ve içi izhir otuyla doldurulmuþ bir yastýktan ibaretti."  (10)

   Bu çeyiz listesi elbette ki baðlayýcý deðildir. Ancak bizlere çok þey anlatýyor olmalýdýr. Biz onun ifade ettiði mânâ üzerine ayrýca söz söylemek istemiyoruz. Bilinmesini, üzerinde düþünülmesini ve içinde bulunduðumuz kanaatsizliðin, aþýrý taleplerin bir muhasebeden geçirilmesini arzu ediyoruz. 

*

   Bir insan dünyalýk konusunda kendisinden daha zor durumda olan insanlara, amel ve takvâ konusunda daha iyi durumda olanlara bakmalýdýr. Aþaðýya bakýp þükretmeli, muhtaçlara yardým elini uzatarak sýkýntýlarýný azaltmaya çalýþmalý, üste bakarak gýpta etmeli, manevî duygular, takvâ ve güzel hasletler konusunda kendisinden daha iyi olan insanlarla salih amellerde, Allah'ýn rýzasýný, af ve maðfiretini elde etmede tatlý bir yarýþa girmelidir. Bu kendisini, kendisiyle beraber bu yarýþa ortak olan âilesini de yüceltir, onlara da deðer kazandýrýr.

   Zikr-i Hakîm'in irþadýna kulak veriniz:

  "Rabbinizin maðfiretine ve takvâ sahipleri için hazýrladýðý geniþliði gökler ve yer kadar olan Cennete koþun.

   O takvâ ehli insanlar ki, bollukta da, darlýkta da infakta bulunurlar, öfkelerine hakim olurlar, insanlarý affedicidirler.

   Allah güzel ameller ve davranýþlarda bulunanlarý sever." (Âl-i Ýmrân 3/ 133-134)

   Dünya fânîdir. Her nefis ölümü tadacaktýr. Ýnsan bu hayattan gelip geçen bir yolcu gibidir. Üstelik o geçtiði saatlerden, dakikalardan, aylardan, yýllardan bir daha geçmesi mümkün olmayan bir yolcudur.

   Dünyaya ve dünyalýða tutulma, heva ve heveslere, hýrslara ve iþtahlara esir olma, bütün emel ve ümitleri dünyaya baðlama fanîlik açýsýndan bakýldýðýnda kadar mânâsýzdýr…

   Ancak dünyada hayat yolculuðu yapan bir insan ayný zamanda bu yolculuðuyla ebedî saadeti kazanan veya kaybeden bir yolcudur. Bu üzerinde derin derin düþünülmesi gereken bir bakýþ açýsýdýr. Hayat yolculuðuna bu açýdan bakýldýðýnda o ne kadar kýymetli, ne kadar büyük bir fýrsattýr. Çünkü âhiret hayatý bu hayata baðlýdýr. Her saati, her günü, her yýlý ayrý bir kýymet taþýr. Boþa harcanmasý gerçekten büyük bir kayýptýr. Batýla harcanmasý ise gerçekten büyük bir aldanýþ, gaflet ve düþüncesizliktir.

   Bütün insanlara yöneltilen þu ilahî ikazý tekrar tekrar okuyunuz ve tefekkür ufuklarýnda dolaþýnýz:

   "Ey Ýnsanlar! Allah'ýn vaadi haktýr, mutlaka gerçekleþecektir. Dünya hayatý sizleri aldatmasýn. Görevi aldatmak olan Þeytan da Allah yolunda sizleri kandýrmasýn.

   O, sizin düþmanýnýzdýr. Siz de onu düþman olarak bilin ve öyle tanýyýn. O, kendi peþine düþenleri, onun safýnda yer alanlarý sonuçta çýlgýn alevlerle kaynayan Cehennem ehlinden olmaya çaðýrýr.

   Ýnkar eden, küfür bataklýðýný tercih edenler için þüphesiz þiddetli bir azab, iman edip, salih ameller iþleyenler için de Allah'ýn maðfireti ve büyük bir mükafat vardýr. (Fâtýr - 35/ 5-7)

   Dünyanýn fanîliðini biliniz, kýymetini idrak ediniz. Zamanýnýzý boþ þeyler uðruna harcamayýnýz. Hayatta ve âile yuvanýzda kanaatkâr olunuz. Ömrünüzü, dostluðunuzu, âilenizi, akrabalýk baðlarýnýzý dünya ve âhiret saadetinizi hýrslar, nefis arzularý peþinde koþarak heba etmeyiniz. Sadeliðin, tabiîliðin, Rabbimize teslimiyetin, gönle yerleþen manevî duygularýn ve yeþeren ümitlerin güzelliðini yaþayýnýz.

   Dünyalýk içinde yaþayanlarýn çoðunun daha fazlasýna ihtiyaç duyarak yaþadýklarýný, muhtaçlýk hissini kalplerinden silemediklerini, gerçek zenginliðin gönül zenginliði olduðunu unutmayýnýz.

   Rabbimizin bahþettiði imkânlara þükrediniz ve onlarý Allah'ýn helal çizgileri içinde deðerlendirerek daha kýymetli bir kazanç elde ediniz. Teslimiyetinizin huzur, þükrünüzün bereket, azminizin muvaffakiyet getireceðini unutmayýnýz…

   Ýç dünyamýzýn saðlamlýðý dýþ dünyayý saðlamlaþtýracak, âile yuvalarýnýn saðlamlýðý cemiyeti ve milleti canlandýracak, güçlendirecek, hedef ve gayesi ifsad olanlarýn emellerini boþa çýkaracaktýr.

*

DÝPNOTLAR

1-Bak: Fatiha Sûresi, Âyet 7, Bakara, Sûresi, Âyet 61, 90, Âl-i Ýmrân, Sûresi, Âyet 112, Mâide Sûresi, Âyet 60, 64. 2-Bu hadisi Ebu Dâvud Sünen'inde, Libas (4/ 349-350), Ýmam Ahmet, Müsned'inde (4/ 180), Hâkim, Müstedrek'te, Libâs (4/ 183) rivâyet eder. 3- Sahih-i Müslim, Zekat (2/ 691- 692, Hadis No: 994) 4-Sahih-i Müslim, Zekat (2/ 692) 5- Sahih-i Buhârî, Ýman (1/ 362), Sahih-i Müslim, Zekat (2/ 695, Hadis No: 1002) Hadisi Ebu Mes'ûd el-Bedrî (ra) rivâyet eder. 6-Hadis müttefekun aleyh olan bir hadistir. Sahih-i Buhârî, Ýman (1/ 365), Sahih-i Müslim, Vasýyye (3/ 1251) 7-Hadis müttefekun aleyhtir. Sahih-i Buharî, Rikak (19/ 11), Sahih-i Müslim, Zekât (2/ 726) 8-Sahih-i Müslim, Zekât (2/ 730) 9-Sahih-i Buhârî, Cihad (11/ 419-420) 10-Sünen-i Nesâî, Nikah (6/ 135)

 

Bu yazý 3500 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

02/10/2017 - 04:58 ANNE BABAYA  ÝHSANDA BULUNMAK

n

03/07/2017 - 03:56 EVLÝLÝKTE AÝLE ÝÇÝ SAÐLIKLI ÝLETÝÞÝM

n

19/04/2017 - 03:19 NESÝL EMNÝYETÝ

n

17/04/2017 - 03:46 ÇOCUKLARIMIZA Peygamberimizi sevdirmek 

n

07/11/2016 - 12:41 EVLÝLÝKTE GEÇÝMSÝZLÝÐÝN NEDENLERÝ

n

18/10/2016 - 02:12 EÞLER ARASINDAKÝ GÜZEL GEÇÝMÝN FORMÜLÜ

n

22/09/2016 - 11:13 DEVREDÝLEMEZ SORUMLULUK: ANNE BABA OLMAK

n

10/08/2016 - 01:08 AÝLENÝN TEMEL KURALLARI

n

14/06/2016 - 11:52 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

07/06/2016 - 03:26 AÞINDIRILAN DEÐERLERÝMÝZ: ÂÝLE MÜESSESESÝ

n

02/05/2016 - 12:28 EVLÝLÝK ÖNCESÝ VE NÝÞANLILIK

n

01/02/2016 - 11:27 EVLÝLÝK AKDÝ: NÝKÂH

n

19/01/2016 - 04:31 AÝlEDE Merhamet ve Merhametsizliðin Yansýmalarý

n

04/01/2016 - 11:53 EVLÝLÝK ANLAYIÞI VE EVLÝLÝÐÝN FAYDALARI

n

01/12/2015 - 03:19 GENÇ SAHABELER

n

20/11/2015 - 10:37 Kardeþ kýskançlýðý

n

08/08/2015 - 10:33 Çocuk Eðitiminde Anne ve Baba Nasýl Davranmalý

n

22/06/2015 - 03:09 Z E K Â T

n

19/06/2015 - 04:26 ORUÇ

n

08/06/2015 - 12:07 KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER’ÝN (s.a.s.) GÖNDERÝLDÝÐÝ TOPLUMDA AÝLE

n

16/12/2014 - 02:10 AÝLEDE ÇOCUÐA DÝN EÐÝTÝMÝ VERÝLMESÝ

n

24/10/2014 - 04:11 ANNE-BABANIN ÇOCUÐA YAKLAÞIMI

n

05/05/2014 - 12:46 ÝSLÂMA GÖRE ÇOCUK YETÝÞTÝRMEK

n

09/04/2014 - 12:29 ANNE-BABA-ÇOCUK ÜÇGENÝ

n

04/10/2013 - 05:33 Hz. Meryem: Mabede Adanmýþ  Bir Hayat

n

16/07/2013 - 12:58 TELEVÝZYON, BÝLGÝSAYAR VE ÝNTERNET KISKACINDA ÇOCUK

n

19/06/2013 - 03:03 Okul Öncesi Çocuklarýn Din Eðitiminde Peygamberî Metot

n

20/05/2013 - 04:03 KUR’AN ÞÝFADIR

n

28/01/2013 - 01:38 Ben seninle “Biz” olmak istiyorum

n

22/11/2012 - 10:25 Çocuk eðitiminde ailenin önemi

n

05/10/2012 - 02:43 Anne baba neyler, çocuðunu televizyon eðler

n

03/09/2012 - 04:04 Temelleri sarsýlmakta olan bir sýðýnak: Aile

n

13/07/2012 - 11:11 Oruç Tutanlar Nerede?

n

26/06/2012 - 04:07 Nezaket Dersi

n

05/06/2012 - 12:06 Evlilik ve Aile Kurumu -2-  

n

16/04/2012 - 12:10 Anne ve Babalara Üç Nasihat  

n

16/04/2012 - 12:05 Evlilik ve Aile Kurumu 1

n

02/04/2012 - 05:59 Ýslâm’da Anne hakký

n

05/09/2011 - 03:17 Kur’an-ý Kerim’den aile örnekleri

n

17/08/2011 - 01:29 Sünnet-i seniyye ve hadis-i þeriflerden kültürümüze yansýyan komþuluk öðretileri

n

13/07/2011 - 11:10 Ýletiþimin dili: Selam

n

20/06/2011 - 02:41 Adanmýþlýk Ruhu ve Gençlik

n

06/06/2011 - 02:19 Þahsiyet/kiþilik inþasý ve deðerler

n

11/04/2011 - 11:06 SEKAM: Aile S.O.S veriyor

n

28/02/2011 - 13:43 Hz Muhammed'in Aile Ýçindeki Örnek Davranýþý  

n

14/02/2011 - 13:01 Aile ve Geçimle Ýlgili Kulaklara Küpeler

n

17/01/2011 - 14:35 Toplumsal Duyarlýlýk ve Sorumluluk Anlayýþýnýn Ýslâmî Temelleri

n

06/01/2011 - 16:26 Unutulmaya yüz tutan deðerlerimizden SILA-ÝRAHÝM

n

06/01/2011 - 16:09 Evlilik ve Aile Hayatý Bir Ýbâdettir

n

02/12/2010 - 17:39 Toplumsal Çöküþte Kötü Ahlâkýn Rolü

n

25/03/2010 - 14:58 HZ. Peygamber'in Gençliðe verdiði önem

n

21/01/2010 - 09:58 Sünnet'te Nikah Mehir  Çeyiz ve Düðün

n

06/07/2009 - 14:55 Aile Ýliþkilerinde Hz. Peygamber’in Örnekliði

n

04/05/2009 - 14:12 Aile Sorumluluðu

n

09/04/2009 - 09:58 Aile Ýçi Ýletiþimde Altýn Kurallar

n

29/05/2008 - 21:37 Peygamberimizin Gençliði
 

Site Ýçi Arama

11 Sevvâl 1445 |  20.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

O, kýyamet günü kavminin önderliðine geçer, böylece onlarý ateþe götürmüþ olur. Sonunda vardýklarý yer, ne kötü bir yerdir.

( Hûd sûresi - 98)

Bir Hadis

Bir gün Allah Resûlü (s.a.s.) küçük Ömer’in yemekte elini tabaðýn her tarafýnda gezdirdiðini görünce ona yumuþak bir edayla, “Delikanlý! Besmele çek, sað elinle ve önünden ye.” uyarýsýnda bulundu. Allah Resûlü’nün (s.a.s.) dudaklarýndan dökülen bu üç kýsa cümle ömür boyu onun yemek yiyiþ tarzýný þekillendirdi. Zira bu olayý bizlere kendisi anlatan Ömer b. Ebû Seleme (r.a.) ardýndan þu sözleri ekliyordu: “Bundan sonra benim yemek yiyiþ tarzým hep bu þekilde oldu.”

(Buhârî, Et’ýme, 2)

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Helal olan nimetlerinle yetinmemi, haramlardan müstaðni olmamý ihsan eyle, fazlý kereminle beni senden baþkasýna muhtaç eyleme.”


(Hâkim, Deavât, No: 1973)

Hikmetli Söz

Herþeyin hayýrlýsý yenisidir; fakat dostun hayýrlýsý eski olandýr.


Hz. Ali (r.a)  


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com