Ýslam Dini’nin en büyük günahlardan saydýðý ve müminlerin dikkatini çektiði konulardan biri de zulüm ve haksýzlýktýr. Kur’an-ý Kerim’in onlarca ayetinde, Cenab-ý Hakk’ýn zulmü hoþ görmediði ve zalimleri sevmediði açýkça belirtilmiþ, Hz. Peygamber’in söz ve uygulamalarýnda da zulüm ve zalimler lanetlenmiþtir. Örneðin, inanç ayrýlýðýndan dolayý hendeklere atýlýp diri diri yakýlan Uhdud ashabýna zulmedenleri kýnayan Allah, onlarýn cehennemlik olduðunu bildirmiþtir.(Bürûc, 85/3-10.)Ýnsanýn kendisinden baþlayarak, ailesine, yakýn ve uzak çevresine kadar uzanabilecek zulüm ve haksýzlýðýn hiç þüphesiz en büyüðü ve aðýrý yöneticilerin yaptýðý zulümdür. Âdil bir idarecinin þefkat ve merhameti, adaletli ve hakkaniyetli yönetimi, toplumun bütün bireylerini nasýl kuþatýrsa, zalim bir yöneticinin zulmü ve haksýzlýðý da o toplumun tamamýný olumsuz etkiler. Âdil bir idare altýnda olanlar, nasýl yöneticilerine en güzel dilekleriyle hayýr duada bulunurlarsa, zalim yöneticilerin zulmüne maruz kalmýþ insanlar da semaya açtýklarý elleriyle onlarý âdil-i mutlak olan Allah’a havale ederek layýk olduklarý karþýlýðý bulmalarýný isterler. Duasý makbul olan mazlumun(Tirmizi,Birr, 7.)niyazýný da Allah karþýlýksýz býrakmaz. Onun için atalarýmýz,“zulm ile âbât olunmaz”, “zulm ile âbât olanýn âhiri berbat olur”,“zulüm payidar olmaz”, “zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ý var” hikmetleriyle bu gerçeðe iþaret etmiþlerdir. Ýþte burada açýklamasýný yaptýðýmýz hadis, hem Allah’ýn rýzasýný, hem de Âdil yönettiði toplumun gönlünü ve hayýr dualarýný kazanan âdil bir idarecinin yöneticinin Allah’a en yakýn ve O’nun en çok sevdiði kiþi þefkat ve merhameti,olduðunu bildirirken, zulmettiði insanlarýn lanet ve beddu-a daletli ve hakkaniyetlialarýyla beraber, emrine isyan ettiði Yaratýcýsýnýn gazabýný yönetimi, toplumun bütün hak eden zalim yöneticinin de en çetin azaba maruz kala-bireylerini nasýl kuþatýrsa, zalimcaðýný haber vermektedir.
Elinde bulundurduklarý güç ve iktidarla zulme en yakýn tamamýný olumsuz olanlar yöneticilerdir. Onun için tarih boyunca yapýlan zulüm ve haksýzlýklarýn, baský, kýyým ve katliamlarýn baþrolün etkiler. de genellikle onlar yer almýþlardýr. Neron’dan, Korkunç Ývan’a,Kazýklý Voyvoda’dan Hitler ve Mussolini’ye zalim Haccac’dan Hülâgû’ya kadar, insanlýk tarihinin her dönem ve coðrafyasýnda örneklerine bolca rastlananlar onlardýr. Ýþte Ýslam, insanlarý bu zulüm ve cehalet karanlýðýndan aydýnlýða çýkartmak için gönderilendinin adýdýr.(Ýbrahim, 14/1.)Bu dinin peygamberi, karanlýkla, yani zulmetle ayný köktengelen “zulmün, sahibi için kýyamet gününde kat kat karanlýklar olacaðýný” haber vermiþtir. (Buhârî, Mezâlim, 8.) Kendisine yöneltilen bir soruya cevaben, “en faziletli cihadýn, zalimyöneticiye söylenen hak söz” olduðunu bildirmiþtir.(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/314.)“Bir zalimi görüp de zulmüne engel olmayan insanlarý Allah’ýn umumi bir azaba maruz býrakacaðý”uyarýsýnda bulunmuþtur.(Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’ân, 5.)Cahiliye asabiyetinin þiarý hâline gelen “Zalimde olsa mazlum da olsa kardeþine yardým et.”sözünün içeriðini, “zalime, zulmüne engel olarak yardým et” þekline dönüþtürmüþtür. (Buhârî,Mezâlim, 5.) Evinden her çýktýðýnda, “Ey Rabbim! Ayaðýmýn sürçmesinden, sapýtmaktan, zulmetmekten ve zulme uðramaktan, cahilliketmekten ve cahillikle itham olunmaktan sanasýðýnýrým” duasýyla Allah’a iltica etmiþtir.(Nesâî,Ýstiâze, 65.) Hz. Peygamber’in zulüm karþýsýndakibu net ve kesin tavrý, baskýya boyun eðmeyitavsiye eden ve “her iyinin ve kötünün arka-sýnda namaz kýlýn”(Dârekutnî, Sünen, 2/57.) gibi zalim yöneticiye itaati ima eden rivayetlerin ona ait olamayacaðýnýn açýk delilidir.
Allah ve Rasulü’nün kesin buyruklarý karþýsýnda Ýslam tarihinin ilk döneminden itibaren,Müslüman yöneticiler bu konuda genellikle duyarlý davranmýþlar, sadece kendi dindaþlarýna deðil, gayrimüslimlere karþý da adalet ve hakkaniyet duygusuyla hareket etmiþlerdir. Aralarýndan, Peygamber torununu öldüren zalimler çýksa da, adaletiyle darbý mesel olmuþ Hz. Ömerler yetiþmiþtir. Mehmet Akif’in,“kenâr-ý diclede bir kurt aþýrsa bir koyunu /Gelir de adl-i ilahî sorar Ömer’den onu” þeklinde tasvir ettiði bu hassasiyet, mesela, Irak ve Suriye’de, düþmana karþý himaye edemeyecekleri endiþesine kapýlan Müslümanlarýn, gayrimüslimlerden aldýklarý cizyeyi iade etmeleri þeklinde tezahür etmiþtir.(Ebu Yusuf,Bunun yaný sýra, vergisini ödeyemeyen gayrimüslimlere eziyet yaptýðý için uyarýlan valiler de vardýr. Hz. Hatice’nin yeðeni sahabi Hakîm b. Hizam, Þam’da güne þaltýnda bekletilen bir grup insanla karþýlaþmýþ,bunlarýn, haraç vergisini ödeyemeyen gayri-müslimler olduðunu öðrenince oranýn emiri Umeyr b. Sa’d’a, Allah Rasulü’nden duyduðu þu uyarýyý hatýrlatmýþtýr: “Ýnsanlara azap edenlere Aziz ve Celil olan Allah da Kýyamet günü azap edecektir.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/403.)Bunun üzerine Umeyr o insanlarý hemen serbest býrakmýþtýr.Kitabu’l-Harac, 149-151.)
Ýslam’ýn ilk asýrlarýnda farklý inançlara mensup insanlarýn haklarýnýn gözetildiði, yanlýþ yapanlarýn uyarýldýðý o topraklarda bugün ne yazýk ki, bir iktidar hýrsý uðruna, çoluk-çocuk,kadýn-erkek yüzlerce masum öldürülmekte,insanlarý kandýrmak için camilerde boy gösteren zalim yöneticiler, “büyük mahkeme” ye hangi yüzle çýkacaklarýnýn kaygýsýný taþýmamaktadýrlar. Ýnanç farklýlýðýný, birlikte yaþamaya engel görmeyen bir dinin mensuplarý, bugün ne yazýk ki, farklý mezhep ve meþrepte olmayý bile birbirlerini yok etme sebebi sayabilmektedirler. Bazen, camide ibadet yapan insanlarý bile topluca öldürmekten çekinmeyen gözü dönmüþ caniler güya o insanlarýn din kardeþleridir. Güya, “düþmanla savaþýrken bile, çocuklarý, kadýnlarý, din adamlarýný öldürmeyi yasaklayan” Peygamberin ümmetidir. Heyhat! Müslümanlýðý insanlýðýn bir üst kademesi sayarsak, gözlerini kan bürümüþ bu katillerin insanlýktan bile nasipleri olmadýðýný söylemek sadece bir gerçeðin ifadesidir.
Ýnsaný en güzel þekilde yaratan, sonra da yaptýklarýyla esfel-i safiline indiren Allah(Tin,95/4-5.), kendi beyanýyla, kimseye zulmetmeyecek(Nisa, 4/40; Yunus, 10/44.), fakat zalimleri enaðýr biçimde cezalandýracaktýr.(Âl-i Ýmran, 3/151;Mâide, 5/29.)Yeryüzünü fesada verip, kan dökerek âdeta meleklerin endiþesini haklý çýkaran insanoðlu(Bakara, 2/30.), ya Yaratýcýsýna kulak verip meleklerin bile saygý duyduðu eþref-imahlûkât olacak, ya da akýbeti itibarýyla hayvanlara bile gýptayla bakacaðý bir derekeye düþecektir.
|